logo
Can Tiryaki

Atalet Momenti

Single Articles

Atalet Momenti


Eylemsizlik momenti, döndürülebilen her nesnenin önemli bir özelliğidir. Bir nesnenin döndürme ekseni etrafında nasıl döneceğini ve bu dönmenin ne kadar zor olacağını belirleyen skaler bir büyüklüktür.

Eylemsizlik momenti, döndürülebilen bir nesnenin kütlesi ve bu kütlenin dönme ekseni etrafındaki dağılımıyla doğrudan ilişkilidir. Bir nesnenin kütlesi ne kadar büyükse ve dönme ekseni etrafındaki dağılımı ne kadar uzaksa, o kadar büyük bir eylemsizlik momenti meydana gelir. Bu da, sistemin açısal hızını değiştirmenin ne kadar zor olduğunu belirtir.

Şimdi bu teorik bilgileri ve tanımları bir kenara bırakalım, bir de yansımalarını görelim.

Hareket etmek ilerlemek demek değildir. Lakin ilerlemek için de önce hareket etmek gerekiyor. Bu bir döngü halini alıp gidiyor. Hayatımızın her alanında bu durumu yaşamak problemlerimizi defalarca katlanarak artıracaktır. Sosyal hayatımız, iş hayatımız, aile hayatımız dengelerin olduğu ve birlikte yol kat edilmesi gereken her alanda, bu ahval bizlere atalet momentini getirip tam da merkez noktasına yerleştiriyor. İnsanoğlu tüm bu insani ilişkilerde belirli kurallar tayin etmiş ve öylede ilerlemeye çalışmıştır. Tabi bazı durumları göz ardı edersek sosyokültürel farklılıklar gösterebilmektedir. Bu bir sosyallik ise şayet.

Sadakat;

İnsani ilişkiler bu konuda çok hassas olmayı öğretmiştir, anadan çocuğa diye giden bir devrediliş hikayesinde. Lakin bu sorunsal uzmanlar tarafından çok farklı ele alınsada biz bununla ilgilenmiyoruz. Sadakatin olmazsa olmaz bir madde olduğu gerçeğini değiştirmiyor Yaslanabileceğimiz, güveneceğimiz ve paylaşımlarda buluşabileceğimiz her insanda aranan net kavram.

Saygı;

Bu konuda da çeşitli rivayetler türedi son zamanlarda…


Saygı aslında çok yönlü bir olay değilken bir anda kişileştrilebilir bir tutum halini aldı. Sınırlardan bahsedilip, farklı sınırlarda alan aşımının hak olduğu iddia edilir oldu. Saygı çok nettir. İstenilmeyen hareketlerin, alanları çizilmiş, sınırların olduğu öteki tarafa müdehalenin her türlüsü saygısızlıktır. 

Çıkarlar;

Kelime anlamı ve hayatımızdaki anlamı çok da mutluluk verici olmasada, yine saygı gibi çokça kişiselleştirilmeye alan açılmış bir kelime. Çıkarları tetikleyen en önemli unsur nefsimiz olarak değerlendirebiliriz. İnsanın içinden gelir ve yapar. Bu içimden geliyor dediğimiz şey aslında arzular, istekler ve sahip olabilme çabamızdır. İçgüdüler de buna dahil. Dürtülerimiz, toplumda sosyal varlıklar olmamızdan dolayı çokça tetiklense de sınırlar engelleyici unsurlara dönüşecektir.


Bu engellerin birer “çıkış noktası olmalı” gibi hissetmek ve bu arayışa dahil olmayı çıkarların gözetilmesi gibi görebiliriz. Sosyokültürel seviye farklılıkları, çıkarların gözetilmesinde değişkenlik gösterse bile çok da etkili olmayacaktır.  İnsanoğlunun yaradılışı (fıtratı) gereği dünya döndükçe çıkarlar hep gözetilecek ve öylede devam edecektir.

Peki öyleyse;

Bu üç unsur bir çok alanı yönetiyorsa ve atalet girdabına giriliyorsa, bu kısımda kimler nasıl etkileniyor?